Müzik, Dans, Oyun, Sanat, Eğlence ve Etkinlik Dolu Bir Gün :)
En çok kadınlar dayanışıyor biliyor musunuz? Çünkü benzer süreçlerden geçerken birbirlerini daha iyi anlıyorlar. Çocuklar için iyi ve güzel diye düşündüklerinde birbirlerine haber veriyorlar mesela. İşte onlardan birisi de Özlem Temizöz. Telefonuma Yaratıcı Çocuk Festivali ile ilgili programı yolladı ve içinde sayısız atölye çalışması, müzik, dans, oyun, etkinlik ve eğlence olan bu etkinliğe katılmamıza sebep oldu. Bununla da kalmadı 25-26 Mayıs 2019 tarihlerinde gerçekleştirilen etkinliğin ilk gününe katılıp eve döndüğünde mesajla bazı küçük uyarılarda bulunarak hazırlıklı olmamızı sağladı. “Şapka alın yanınıza, güneş kremi sürün, içeri yiyecek sokmak yasak ama şunları şunları alabilirsiniz, içeride bize şu iyi geldi, bu fena değildi” gibi bir sürü küçük cümle ile rehberlik etti bize. Böylece 26 Mayıs 2019 Pazar günü biz de kızımla etkinlik alanının yoluna düştük.
Etkinliğe giderken birkaç düşünce eşlik ediyordu bana. Bir süredir benimle tek vakit geçiremediği için yakınan (7 ay önce bir kardeş katıldı hayatına ve sahiden artık birebir vakit geçirdiğimiz zaman dilimi eskiye oranla azalmıştı) kızımla yolculuk edecek olmam iyiydi. Etkinlik alanında veya yolda ne yaşarsak yaşayalım; bu gün ikimize ait ve iyi geçirme niyetindeydik. Bir de 28 Mart 2018 tarihinde bu sayfadan röportaj yaptığım (hemen burayı tıkladığınızda o güzel röportajı okuyabilirsiniz) ama yüz yüze tanışamadığımız Berrin Çopur’u ve ekibini canlı dinleyecektik. Elimizdeki bu niyetlerle çıktığımız bu yolda güzel bir gün geçirdik ve sizlerle de paylaşmak istedim. Geçen yıl ilki yapılan etkinliğin bu yıl ikincisi yapılıyordu. Çok sayıda kişi katılmıştı ve bazı etkinlik önlerinde uzun kuyruklar oluşmaya başladı. Çocuklara ait ve adının festival olduğu bu günde her şey onlara göre ve coşku içindeydi.
Tasarım yapılan alan 🙂 |
Ebru sanatına merak salmak 🙂 |
Boyama, tasarım, matematik ile ilgili çalışma alanı, ebru sanatı, bez bebek, robot, uçak yapım atölyeleri, pandomim gösterisi, kinetik kum oyun alanı, lego ile oyun alanı, mini konserler, bitki bakımı ve ekimi ile ilgili etkinlikler, küçük deneyler ve daha saymadığım bir sürü aktivite çocukları bekliyordu. Sabah 10.00’da başladığımız gezide 16.00’a kadar bıkmadan dolandı yanımdaki küçük cadı. Onun üzerinden anlatma sebebim de çocuklara ne kadar uygun olduğunu görmemi sağlayan bir örnek olması. Hiç sıkılmadan ve yorulduğunu söylemeden, zevkle ve merakla dolandı etkinlik alanını. Müzik, dans ve diğer gösteriler de etkinliklerden başını kaldırdıkça göz attıkları arasında yer aldı.
Sevgili Berrin Çopur’la bir kare 🙂 |
Lego hazinesine düşen çocuklar 🙂 |
Farklı yaş gruplarına göre düzenlenen etkinliklere ilave olarak söyleşiler de oldu ama biz iki kişi geldiğimiz için yanımdaki çocuğu bırakamadım. Bunu özellikle yazıyorum çünkü sonraki yıllarda katılmak isteyenler olursa belki bunu göz önünde bulundurarak gelirler ve bir kişi çocuğu izlerken, diğeri istediği konuşmayı takip edebilir. Gün çocukların olduğu için önceliği yanımdaki çocuğa bıraktım elbette. Çok sayıdaki sponsoru olan Yaratıcı Çocuk Festivali özellikle İstanbul’dakiler için güzel bir etkinlik. Bizim gibi il dışından gelenler için de öyle elbette ama niyetim ve bu yazıyı kaleme alırken aklımdan ve gönlümden geçen farklı illerde de benzer etkinliklerin yaygınlaşması. Çocuğa özel, onun dünyasına hitap eden ve eğlencesi ile oyunu bol bir günü onlara sunmak belki tüm yerel yönetimlerin gündemine girebilir. Girse ne güzel olur mesela. Niceliksel büyüklük önemli değil ve bazen dezavantajları da oluyor; tıpkı bu etkinlikte olduğu gibi. Binlerce insan çocuğunu alıp gelmişti. Böyle olunca da her çocuk istediği standda kendilerine tanınan süre kadar kalabildi. Bazı etkinlikler önünde daha önce de belirttiğim gibi uzun kuyruklar oluştu. Yani tüm bunlardan çıkardığım sonuç ise çocukların ve ebeveynlerin böylesi etkinliklere, festivallere nasıl da ilgili ve ihtiyaç halinde oldukları. Boyayla, renkle, müzikle, sanatla, evrensel değerlerle buluşsun, oynasın, eğlensin istiyoruz çocuklarımızın. Elbette bir günle sınırlı olmasın ama o bir günde bunca çeşitliliği bir arada görmek de bir fırsat.
Faber Castel’in ana sponsor olduğu etkinliğin bizim dahil olduğumuz 7 yaş grubu etkinliğinde Van Gogh’un yukarıya eklediğim resminin küçük bir bölümü çıkartılmış halede çocukların önüne konuldu ve resmi tamamlamaları istendi. Ortaya güzel şeyler çıkıp çıkmamasından ziyade çocukları sanatla buluşturmaları ve dünyaca ünlü bir ressamın eserini konu edinmeleri güzeldi.
Yine bir başka bölümde ise çocuklara bir resim verildi ve bu resimdeki deniz canlısının resminin boyanması istendi. Bu resim boyandıktan sonra da büyük ekrana aktarılan resim hareket ile birleştirildi ve çocukların boyadıkları deniz canlılarını yüzerken izledik. Büyük bir merakla bekliyordu çocuklar kendi resimlerindeki canlının ekranda çıkmasını. Balonlardan harikalar yaratan ve beni kendine hayran bırakan Çitlembik ablayı ve Kabile Dans Grubu’nu da atlamak istemem.
Çok sayıda kurum ve kuruluşun destek verdiği festivalin farklı illerde de çocuklara ulaşmasını diliyorum.
Son olarak kişisel bir kısımla sonlandırayım ama bu kişisellik evrensel bir niyet taşıyor. Berrin hanım çocuk dünyasına yaklaşırken tam da röportajda da belirttiği gibi onlara daha iyiyi sunma telaşında. Şarkıları da onların dil ve belleklerine iyiyi ulaştırmak üzerine kurulu. Yani varolan ve kabul görenin ötesinde duymalarını istediği şeyler hep çocuk dünyasına yakışandan yana. Oraya da ne yakışıyor biliyor musunuz; sevgi, iyilik, güzellik, hoşgörü ve fazlası. İşte bu nedenle hiç daha önce görüşmemiş olsak da bu blog vasıtasıyla iletişim kurduğum Berrin hanımın yanda görseli yer alan ve birbirimize sarılmış olmanın mutluluğunu çocuklar adına iyi çalışmalarda bulunan herkeste yaşayacağıma eminim. Niceleri eklensin o dünyaya…
Son Yorumlar