Neşeli Günler :)

Bu blogun en çok sevdiğim yanı hoşuma giden ne varsa anında paylaşmama olanak sağlaması. İşte Neşeli Günler de böyle oldu benim için bu akşam. İki sebeple benim için özellikli olarak güzeldi elimdeki kitap. Bunlardan birincisi dün gece okumaya başladık kızımla ama çok yorgun ve uykusuzluğa yenik düştüğüm için “Lütfen yarın devam edelim ama ben yokken okuma, ya da merakına yenik düşersen kaldığın yere ayraç koy da ben de hemen oraya kadar okuyayım, sonra devam edelim” dedim. Dedim demesine ama karşımdaki birinci sınıf öğrencisi ve açıkçası devam edeceğini düşünmemiştim. Bu akşam kaldığımız yerden devam etmek için yatağa girdik ama baktım ki 10 sayfa daha ilerlemiş küçük cadı 🙂

Madem küçük okurdan başladım anlatmaya, o zaman onunla devam edeyim. Ahmet Büke’nin kaleminden çıkan ve Sedat Girgin’in resimleriyle daha da güzelleştirdiği kitabı ikimiz de beğendik. Kızıma “Nesini beğendin peki kitabın?” dedim ve aldığım yanıt aynen şu oldu: “Kötü ve zor koşullarda olsalar da bunun üstesinden gelmeleri hoşuma gitti.” Bazen içimi bir cümle ile umut ve mutluluk kaplıyor. Bu nedenle yarın sabah çok erken kalkmamız gerekmesine rağmen hemen yazıp, duygularımın dumanı üstündeyken paylaşmak istedim bu kitabı. Daha önce yazarın Eyvah Babam Şiir Yazıyor ve Annemle Uzayda kitaplarını okumuş ve Zeyno ile babasının hallerine tanık olmuştuk. Üzerine yazmakla kalmadım; bir kongrede (2. Uluslararası İletişim Bilimi-Medya Çalışmaları – Toplumsal Cinsiyet Rollerinin Tersine Çevrilmesi: Eyvah Babam Şiir Yazdı) bu kitabı konu edindiğim bir makale de yazdım. Kısacası bendeki yeri özel ve güzel bir seridir Zeyno ve babası. Bu elimizdeki kitap da bu serinin bir devamı. İlk iki kitap için söylediklerim bu kitap için de geçerli. Yazarın dilini, olaylara yaklaşımını seviyorum. Elbette kendisi böyle bir iddiada olmasa da klasik rolleri tersine çevirmesi de hoşuma gidiyor. Ahmet Büke ile oğlak sohbetleri kısmında röportaj yapmıştım ve baba olmanın en güzel yanı nedir sorusuna “Kız babası olmak. Daha ne olsun!” diye yanıt vermişti. Böylesi bir yanıtı veren yazarın kitabı da okunur ve üzerine keyifle yazılır doğrusu.

Günışığı Kitaplığı’ndan çıkan Neşeli Günler’de aile zorlu bir süreçten geçiyor ve işsiz kalan anne ve babası ile Zeyno yeni bir yaşama başlıyor. Babasının bir arkadaşının, denizin kenarındaki evine yerleşen aile ile birlikte biz de yeni yaşamı onların gözünden izliyoruz. Gerçekçi, naif ve akıcı bir dille anlatılıyor her şey. Gereksiz dramatik noktalar yok ama okuyan ve benzer süreçlerden geçmese de o halleri anlayabilen herkesin tüm duyguları yaşayabileceği bir hikaye elimizdeki. Hayatın içindeki her şeyin çocukların göz hizasından bakılarak anlatılabileceğini güzel bir şekilde anlatıyor yazar.

Yeni yaşamında Neşe adında bir arkadaşı olan Neşe’ye ve hareketliliğine ayrıca takılıyoruz okurken. Çünkü takla atarak konuşuyor Zeyno ile yeni arkadaşı ve yanımdaki küçük okur da benzer şeyi yapmayı çok seviyor. Neye daldın diye sorduğumda “Görmüyor musun anne, resme bakar mısın parande atıyor çocuk”diyor. Kendisi de bu bu hallerde olduğu için ona tanıdık geldi bu kare. Sedat Girgin’in güzel çizimleriyle okuması daha keyifli kısacası. Çocuk dünyasını iyi bilen bu ikilinin kitabında empati, şefkat, dayanışma, ekonomi, arkadaşlık, dostluk gibi temalar zarif bir şekilde aktarılıyor. Didaktik bir dilinin olmaması ayrıca önemli ve değerli. Bir de çocukların kendi aralarında konuştukları ile biz büyüklere de ipuçları veriyorlar sanki. Açıkçası bana kalsa kitabı tamamen anlatırım ama burada bırakayım da bu güzelim seriyi okuyanlar Neşeli Günleri de okusun ve Zeyno ile büyümeye devam etsinler. 

Şunlar da Hoşunuza Gidebilir...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.