Yazı Yazan İnekler :)

Kapak resminden beni yakalayan bir kitap daha elimde. Başlık da çok hoş ve merakıma yenik düşüp sipariş verdiklerimden. Çok da iyi yapmışım. Her sayfasında aynı merak ve heyecanla devam ettim okuyup izlemeye. Baksanıza resme, sizce de harika değil mi 🙂 Doreen Cronin’in yazıp, Betsy Lewin’in resimlediği kitabı Türkçe’ye Nurten Hatırnaz çeviriyor. Beyaz Balina Yayınları tarafından basımı yapılan kitap yazar ve çizer işbirliği anlamında oldukça iyi. 

“Ali Baba’nın Çiftliği”nden esinlenen ama yazı yazmayı seven inek, tavuk ve ördekleriyle ondan ayrılan oldukça keyifli bir hikaye var karşımızda. Eski bir daktiloyu değerlendiren ve tıkır tıkır gün boyu yazı yazan inekler geceleri soğuk olduğu için Ali Baba’dan elektrikli battaniye talebinde bulunuyorlar. Talepleri reddedilince bu sefer “Kusura bakmayın. Kapalıyız. Bugün süt yok” diye not bırakıyorlar. Gel de şimdi bu inekleri sevme 🙂 Bu güzelim nota bağıran Ali Baba’ya ikinci notlarında ise tavuklar için de soğuk olan ahıra bu sefer onlar için de elektrikli battaniye istiyorlar. Bakın yine yaptım yapacağımı ve dayanamayıp hikayeyi anlatmaya koyuldum. Tamam duruyorum ve her sayfayı anlatmıyorum. Ama sahiden çok keyifli bir okuma. Sonunda anlaşmaya varıyorlar ama bu sefer de daktilo ördekler tarafından kullanılıyor. Hem de ne güzel bir talep için. Tamam, ben daha fazla anlatmıyorum, ilgilisi zaten alıp okuyacak kitabı ve izleyecek keyifle çizimleri. Şunu söylemeden geçmeyeyim; yanımdaki küçük cadı kitabın heyecanına kapılıp “Yaaa, yine mi ellerine geçti ineklerin” dedi son karede. Öylesine sevimli ve çocukların gözünden bir hikaye ki; küçük cadının tepkisi gülerek geldi elbette. Yani bence amacına ulaşan kitaplardan. Büyük olarak okumak da bana çok keyif verdi doğrusu. Çocuk edebiyatına merakımdan ziyade ruhuma iyi geldikleri için. 

Tam da bu nedenle önce siz büyüklere, sonra yanınızdaki küçüklere okumanız için yazıyorum bu yazıyı. Hatta yanınızdaki ufaklık bizimki gibi okumanın ilk senesindeyse bir sayfa siz, bir sayfa yanınızdaki küçük kadın/adam da okuyabilir. Böylece beraber geçireceğiniz güzel ve keyifli bir zaman dilimi çıkar ortaya. Bu arada bir not daha; bizimki yazmaya başlayınca o da bana notlarla taleplerini iletir oldu. Yazar da bu ufaklıklardan mı ilham aldı acaba diye içimden geçirmedim değil. Okur yazarlığın, haklarına sahip çıkmayı beraberinde getirdiğini inceden inceye hissettirmesi ve insan dışındaki canlıların da isteklerine kulak kabartmamız gerektiğini incelikle gösterdiği için de ayrıca değerli. Son olarak siz hiçbir artı değer çıkarmayın ve sadece çocuğunuzun keyfine tanık ve ortak olun diye bile hayatınızda çocuk edebiyatı olsun ve renk gelsin gündelik hayatın sıradanlığına 🙂

Şunlar da Hoşunuza Gidebilir...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.