Annemle Babam Sınıfta!

Sıradışı olaylar ve beklenmedik sorunlarla örülü bir kitap elimizdeki. Can Çocuk tarafından basımı yapılan ve yazarı Luc Blanvillain olan kitap Mehmet Erkurt sayesinde Türkçe’ye çevriliyor. Kapak resmini Nathalie Desforges’in hazırladığı kitap, bir kız çocuğunun anne ve babasının bir sabah aniden küçülerek onunla aynı yaşa gelmesi ve bununla da kalmayıp onunla aynı sınıfta yer almasıyla başlıyor.  

Eğlenceli görünen ve mizahın çoğu yerde okur olarak bizleri yakaladığı kitapta kendimi küçük kızın yerine koyduğumda her şey o kadar da komik gelmiyor aslında, bunu da itiraf edeyim. Fanny kitaptaki kız çocuğunun adı. Kitabı hemen hemen 9 yaşında olan kızımla okuduk. Arada kahkahalarla güldük ve arada heyecanına ortak olduk ana karakterin. Anne ve baba karakterleri için de bocalayıcı bir durum ama kolay adapte oluyorlar yeni yaş ve sınıflarına. Fantastik yanı ile merak duygusunu canlı tutan bir dizi olaylar geçiren aile aslında bizlere hem ebeveyn, hem de çocuk tarafından bakmayı sağlıyor. Hem küçük kızın gözünden anne ve babasının hali, yaşadığı dönem ve sınıfındaki arkadaşları; hem de anne ve babanın dönüşen halleri ile küçük kızın farkına varması sağlanan şeyler. Çocuk bedenindeki büyüklerin yardımı ile sınıfın ve arkadaşların çekilmez halinin ardındaki perde aralanıyor ve Fanny daha fazla şeyi görüp anlar hale geliyor. Elbette sadece Fanny değil, yaşanan her şey, o sınıfta ve kitapta yer alan karakterler için bir dönüşüm yolculuğu gibi. Kitabın bizim için özel bir yanı ise ilk defa kızımın sabah kahvaltısında dönüp bana “Anne bu ilk kez oluyor, rüyamda kitabın devamını gördüm ama anımsamıyorum. Fanny neler yaşayacak o kadar merak ettim ki, rüyama giriverdi” demesiydi. Doktor bir anne ile senarist bir babanın kızı olan Fanny okuma süresince bizim de ailemizin bir ferdi gibi oldu. Arada durduk ve aynı durumda olduğumuzda neler olabileceğini hayal ettik. Aslında ben daha çok yanımdaki minik okurun kendi sınıfını ve arkadaş ortamını anlatmasını sevdim kitap boyunca. Bizi hayal ettiğinde de komik şeyler belirdi hafızasında. Kısacası kitabı epey interaktif bir havada okuduk desek yeridir.

Yazarın üç çocuğu varmış ve bundan da anladığım kadarıyla zaten çocuk dünyasına oldukça yakın birisi. Luc Blanvillain aynı zamanda bir öğretmen. Galiba hem baba olarak, hem de öğretmen olarak oldukça keyifli anlara sahip birisi ve bunları çok güzel bir kurguyla karşımıza getiriyor. Kitapta bazı bölümleri özellikle sevdim. Bu bölümlerden sadece bir tanesi Fanny’nin arkadaşı Marianne’nin hayatının aktarıldığı kısım. Bu kısım; bakmak ve görmek arasındaki farkı çok net gösteriyor. Elbette bunda Fanny’nin annesi aktif rol oynuyor. Kızın tüm aksi davranışlarının ardındakini düşünen ve bunun peşine düşen küçük kızın annesi, kızına da çok iyi bir rehber aslında. Yine, öğretmen analizleri de çok hoş. Her biri hayatımızın bir döneminde farklı versiyonlarıyla duruyor sanki. Kitap büyük bir çocuk edebiyatı meraklısı olarak beni de o yaşlara ve öğrencilik hayatıma götürdü. Yine yanımdaki minik okur sayesinde de şimdiki zamana çağırıp onun sınıf deneyimlerine kulak kabartmamı sağladı. Son olarak kapak resmi dışında kitapta hiç resim olmasa da sık sık kapağa bakıp durdu yanımdaki minik okur. Sahiden güzel bir resim ve her bakışımda ben de kitaptaki olayları hayal ederken buluyorum kendimi. Zamanda yolculuk mu dersiniz, iyi bir kurgu mu bilemem ama bize iyi gelenlerdendi elimizdeki. Bu arada bu yazı oglaklarakitaplar.com adresinde yayınlanacak ilk yazı. “Blogspot” bağlantılı blogdan garip bir sosyal medya engeli nedeniyle “com” bağlantılı bloga geçtik ve verileri aktardık. Bunu da, Fanny ve ailesinin maceraları yazısı ile duyurmuş olalım. Niyetim o ki; çocuk edebiyatı üzerine daha çok konuşalım, yazalım, okuyalım ve paylaşalım bu yeni blogda 🙂

Şunlar da Hoşunuza Gidebilir...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.