Günün En Tatlı Fotoğrafı :)

Malum hepimiz için zor dönemler. En çok da çocuklar için diyeceğim ama çocuk olmayan ve bu süreci daha zor geçiren diğer insanlara haksızlık gibi geliyor bu ifade de. Kısacası herkes bir tarafından; ama az, ama çok, zorlanarak geçiriyor bu dönemi. Bizde de değişimler oldu elbette. Mesela evin en küçüğü olan Şakir efendi oldukça uzun bir süre evde kaldı. Sonra hiç kimsenin olmadığı ve doğa içindeki yerlere sabahın erken saatlerinde gidip geldi. Büyümenin o merak edici dönemine geldiği anlarda içeride olmak veya yalnız kalmak onda neye sebep oldu bunu sadece gözlemlerimiz kadarıyla biliyoruz. Mesela bundan yaklaşık 2 ay kadar önce yine sabahın erken saatinde dışarı çıkarmıştık da zemin katta oturan ve yürüteciyle hareket etmeye başlamış olan küçük bir cimcime ile camdan birbirlerine bakışmaları olmuştu. Sonra bizimki el salladı ve yürüteçteki küçük hanımefendi de el sallamaya çabalamıştı. Birisi 18 aylık, diğeri de ondan daha küçük olan bu ikilinin hali çok güzel ve hüzünlü hissettirmişti. O zamandan bu zamana yine benzer dışarı çıkma hallerinde bizim Şakir efendi ve kimi görse koşup sarılmaya başladı. Yetişebildiklerimde uzaklaştırıyorum ama bu da tuhaf bir hal alıyor. Bakıyoruz ki birkaç kişi arttı, hemen eve kaçıyoruz. 

Bu yukarıdaki resim de iki gün öncesine ait. Biz yine erkenciyiz ve sitenin bahçesinde dolanıyoruz. Sonra eve geçme zamanı geldi ama bizimkinin öyle bir niyeti yok. Azıcık daha oyalanalım derken Can ve Ela uyandılar. Hemen koşup balkona geldiler ve sonra Can bizimkine seslendi. Önce o uzattı elini ve bizimki de ona. Sonra Ela geldi yanına ve ikisi birden uzattılar ellerini bizim Şakir’e. Gerisi; işte manzara bu. Epey böyle kaldılar. Ben garip duygular hissettim elbette. Hem de oldukça garip. Nasıl bir zamanın içindeyiz, ne kadar daha sürecek, bitecek mi onu da bilmiyoruz. Sosyal bir varlık olan insandan bana göre en “güzeli” sayılan çocuklar bazen tüm saçmalıkları bir anlığına da olsa yok ediyor. Olmadık şeylere verdikleri ani tepkiler kadar, her şeyin onlar için yeni ve merak uyandırıcı olması da ayrı elbette. Yaşam onların o tertemiz ve güzel duyguları hatrına dönüyor sanki bazen. Şu kare, dönüp dönüp bakabileceklerimden. Hatta sıkıldığım zamanlarda bana moral vereceklerden. Resmi çektikten sonra çocukların annesine yolladım ve yanıt olarak “Günün en tatlı fotoğrafı” cümlesi geldi. Az önce de yine o anneden aldığım izinle, bana moral olan ve yazıya dökmekte zorlandığım ama ruhuma iyi gelen bu kareyi bloga almaya karar verdim. Galiba bu dönem “iyi” olana ihtiyacımız var. Yaşanan tüm “e rağmenli” cümlelerin yanında şöylesi uzanan eller ve bizlere sunulan olumlu duygular var. Elbette sonrasında bizlerin de onların temsilinde tüm çocuklara karşı sorumluluğumuz. Hep aklımızda olması gereken ve onlara baktıkça daha çok farkında olarak, daha çok onların önceliğinde ve onlara dair… 

Şunlar da Hoşunuza Gidebilir...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.