Uçan Kız Volante
Karin Karakaşlı’nın bir kitabını ilk kez okuyorum. Tanıdık bir ses gibi geldi yazım şekli. Uçan Kız Volante hepimizin hayatının bir döneminde yaşadığı bir duygudan esinlenmiş gibi. Ailenin ortancası olan Volante ne ilk göz ağrısı gibi heyecanlı bir bekleyiş sonrası gelmiştir dünyaya, ne de üçüncü kardeş gibi ömür boyu “en küçük” olma hakkına sahiptir. Arada kalmışlığın bir ifadesi gibi de okunabilir. Bir anlamda anne ve babalar tarafından en özgür bırakılandır ama işte her zaman aynı şekilde algılanmayabilir. Ben ortanca değilim ve ailenin üçüncüsü olarak ömür boyu en küçük kalma hakkına sahip olanlardanım. Volante’nin yaşadıkları hepimizin çocukluğundan bir kesit gibi. Herkes açısından durum analizi de diyebiliriz yaşadıklarına. Anne ve baba açısından ayrı, çocuklar için ayrı meşguliyetler varken ortaya oldukça önemli bir söz bırakıyor yazar. Merve Atılgan’ın resimleriyle eşlik ettiği kitap Günışığı Kitaplığı tarafından basılıyor.
Kocaman ve travmatik bir hikaye yok aslında ortada. Öyle derinden de sarsmıyor anlatılanlar. Aksine bir tatlı tebessüm bırakıyor okuyana her sayfasında. Volante tam da ortanca olmanın garip durumları içinde azıcık önemsenmediğini ve varlığının ailesi için çok da önemli olmadığına inanıyor bir anlığına. Bu da yukarıda da söylemeye çalıştığım gibi en küçüğün ilgiye ihtiyaç halinde olması ve büyüğün hep ilk göz ağrısı olarak kalması ile de ilgili. Ebeveynler farkında olmadan ortancayı arada sanki daha rahat bırakabiliyorlar. Bunu biraz garip gelecek ama yeşil ve mavi renklerden oluşan ela rengi gibi de düşünebiliriz. Ne yeşildir ela, ne de mavi. İkisinin karışımıdır ve ikisinden de izler taşır. İşte Volante de varlığının tıpkı ela gibi arada kalmışlığından ve elbette çocuk psikolojisinden kaynaklı bir sorun yaşamaktadır. Haklıdır da. Kitabı özel ve güzel kılan da Volante gibi bir şekilde ihmale uğradığını hisseden çocukların ruh halini oldukça hassas bir şekilde ortaya koymasındadır. Volante anneannesine gidecekleri uçak yolculuğu için gittikleri havaalanında aniden içinde olduğu karışık ruh haliyle birlikte ailesinden ayrılır ve kendi serüvenine doğru yola çıkar. Tamam panik yok; başına olumsuz şeyler gelmiyor. Tam tersine kendisini daha iyi tanımasına sebep olan bir çok kişi ve olay dahil oluyor hayatına bu kısacık serüvende. Önce bir yazar ile karşılaşıyor ve sohbet kuruyor; sonra da kendi ailesinden uzakta yaşamak zorunda kalan bir temizlik görevlisi kadınla. En son olarak da yaşlı bir adamla kurduğu o hepimizin içini ısıtan sohbet ile hem yaşlı olanı, hem de çocuk olanı anlamamızı sağlıyor ve yaralara merhem oluyor farkında olmadan. Sohbetin karşılıklı olarak insanları beslediğini ve iyileştirdiğini de gösteriyor Volante bizlere. Ayrıca yine öğrenmenin herkesten ve her diyalogdan gelebileceğini de usulca fısıldıyor bir başka şekliyle. Bazen bir sürü şey düşünürsünüz ve bu düşündüklerinizi tanımlamanız için bir söze, sohbete veya birinin davranışına ihtiyaç duyarsınız ya işte öyle bir şey. Volante ailesi için ne anlam ifade ettiğini düşünürken, başkalarının da hayatına dokunuyor ve sihirli bir etki bırakıyor farkında olmadan. En büyük etki ise başta anne ve babası olmak üzere, tüm ailesine oluyor. Hani varlığı sizi hep rahatlatan ve huzur bulduğunuz insanların aniden hayatınızdan kayıp gideceği endişesi var ya; işte onu yaşayan aile için Volante’nin bulunduğu an okur olarak benim de içime su serpti ve huzur doldurdu. Volante duygularını resim yaparak aktarabilen özel bir çocuk. Kendi ruhundaki yolculuğa bizleri de dahil ederken bir kez daha çocuk dünyasına yaklaşmamızı sağlıyor. Kendine özel bir tarzı ve hayatı var aslında. Sadece farkındalığının görünür olmasını sağlıyor bu kısa kaçış hikayesi.
Hangimiz hayatımızın bir döneminde ailemiz için (gerçekliği olmasa bile), önemsiz olduğumuz hissine kapılmadık ki? İster buna ergenlik deyin, isterseniz başka bir şey; illa ki çocukluğun bir döneminde ailesi tarafından ilginin üzerinden azaldığını hisseder çocuk. Bunda suçlu da yoktur, bu sadece bir durum veya yoğunlukla beraber yaşanan bir durum da olabilir. Umuyorum ki; tıpkı Volante’nin hayatında olduğu gibi bu durum çocuklarda sadece gerçek olmayan bir duygunun açığa çıkması gibi oluşur ve biter. Çünkü hiçbir çocuk ihmali hak etmez, yaşamaması gerekir. Volante’nin ailesi onun için çok endişelenir ve kızlarını bulduklarında sevgi yumağına dönüşür. İyi ki böylesi güzel bir son karşılıyor okuru. Çocuk dünyasının diğer tüm olumsuzluklardan arınmasını diliyorum sadece sıradan bir okur olarak. Sade ve akıcı bir dile sahip olan yazar sanki hayatımızdan bir kesit sunuyor bizlere. O kadar yakın ki çocuk dünyasına. Arada büyüklere onları anlama fırsatı da sunuyor. Bu anlamda oldukça kıymetli bir hikaye karşımızdaki. Çok klasik gelecek ama her çocuk özeldir, kıymetlidir ve değerlidir. Her çocuğun duyguları ve hayatı anlama süreci birbirinden farklıdır. Ebeveyn olmak belki de bu yüzden bu kadar güzel ve aynı zamanda zor bir yolculuktur. Sahip olunan çocuk sayısı kadar geniş bir dünya ve ruh hali karşılar sizi. Size düşense bu zenginliği olabildiğince renk ve duygu ile süslemek. Kim bilir belki “Uçan Kız Volante” bu yolculukta en çok ebeveynlere destek olur. Tavsiye ile…
Son Yorumlar