Tek kareden umut devşirmek :)
Bazen tek kareden umut devşirebilirim. 13 Nisan 2019 tarihinde çocuklarla felsefe üzerinden radyoda bir sohbeti Hülya Kılıç Ünsalan ile yapmıştık. O programda konuştuklarımız beni hem mutlu ve umutlu kılmıştı; hem de bir yanım buruk kalmıştı. Öncelikle bu alandaki çalışmalara saygı duyduğumu belirtmem gerekiyor. Popülerleşmesinin getireceği tüm açmazları ile birlikte işinin uzmanı kişilerce yapılmasını önemli, kıymetli ve gerekli buluyorum. Bu anlamda konuğumla sohbet etmek ve onunla çocuk edebiyatı üzerinden felsefe üzerine konuşup, bunu çocuklar durağında bitirmek harikaydı. Buruk kalan yanım ise bu eğitimlerin çocuklar tarafından eşit şekilde paylaşılamaması; yani devlet okullarında ilköğretimde bu alanda uzman eğitmenlerce bu derslerin verilmemesiydi. Hülya hanım da zaten bir kolejde görevliydi. Aynı dili konuşuyor olmak ve benzer kaygıları taşıyor olmak beni kendi yalnızlığımdan da alan bir şeye dönüşüyor ve bu benim adıma güzel bir şey. Eminim çocuklar ile ilgili ara ara kaygılanan hemen herkes ne demek istediğimi anlayacaktır. Ama bu blogda iyi örnekleri çoğaltmak ve varolanları dillendirmek gibi bana iyi gelenin herkese iyi geleceğini varsaymak da benim düşüncem. Aynı zamanda blogun oluşum nedenlerinden birisi. İşte o iyilerden birisi de bugün gerçekleşti.
Bulunduğumuz ildeki Nazmi Oğuz Çocuk Kütüphanesi bugün (2 Şubat 2020), çocuklarla felsefe üzerine konuşmak isteyen Hülya Kılıç Ünsalan için açtı kapılarını. Biz de hemen iki kızcemizi götürdük tabi ki. Güzel olan bir şey daha paylaşayım; bu haberi biz duyar duymaz katılacağımızı belirttik ve hemen akabinde Kocaeli Bölge Tiyatrosu Genel Yayın Yönetmeni Burhan Akçin bir mesaj gönderip etkinlik afişini yolladı ve altına “İlginizi çeker” dedi. İlgimi çekti elbette ama “iyi diye bilinenden” haberdar edip, onu çoğaltma çabası da ayrıca mutlu etti Burhan beyin. Yani diyeceğim o ki aslında çocuk ortak paydasında iyi niyetle ve evrensel değerlerle yol almak isteyenler var, her dönemde vardı ve her zaman var olsunlar. Birbirimizi bulduğumuza mutluyum.
Gelelim Hülya hanıma. Girişte merhabalaşıp hal hatır sorduktan sonra, bana “Okulda zaten yapıyorum bu işi ve biraz da farklı yerlerde denemek istedim. En uygun yerin de çocuk kütüphanesi olduğunu düşündüm. Çalışanlara sordum ve onlar da olabileceğini belirtince başlamak istedim” dedi. İşte bu cümleler mutlu etmez mi insanı 🙂 Bu duyurudan haberdar olan 15 çocuğun faydalanabileceği bir etkinlik işte beni umutlu kılan. Hülya hanımın benzer kaygılarda olduğumuz niyeti ayrıca. Tıpkı Burhan beyde olduğu gibi. Bir de unutmadan kütüphane çalışanı Füsun hanımdan da bahsetmek isterim. Her koşulda desteğini hissettiren ve yandaki kareyi çekip bana ileten de kendisi.
Diyeceksiniz ki niye? Eh işte böyle 🙂 Bu repliği çok severim ve ilk kareden kendime devşirdiğim umuda sizi de dahil etmek isterim. Niceleri eklensin bu etkinliklere ve çocuklar daha çok sorgulamaya ve soru sormaya açılsınlar. Eve geldiğimizde etkinlikte de kullanılan ve çok severek takip ettiğimiz Kurbağa ve Murbağa serisindeki kitabın iki kızcemiz tarafından da getirilip “Bak bu kitabın cesaret ile ilgili bölümü üzerine konuşup tartıştık” demeleri güzeldi. Bu güzel seriyi bizlere ulaştıran ve yine bana umut olan Seray Dündar Özkan’a ve Kelime Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Asya Çağlar’a teşekkür etmek istedim.
Son Yorumlar