Kardeşler :)

Son derece tanıdık ve eğlenceli bir kitap elimdeki. Kardeşinin “şebek” olduğunu düşünen bir abla ile; ablasının “gergedan” olduğunu düşünen bir kardeşin duygu ve düşünceleri yer alıyor kitapta. Eğlencesi bu duyguların iki taraftan izlenmeye müsait olması. Bir çeşit ayna gibi yani kitap. Hem abladan taraf, hem de küçük kardeşten taraf dinliyoruz ve izliyoruz okur olarak duyguları.

Yazan ve resimleyeni aynı olan kitapları hep sevmişimdir; elimdeki de onlardan bir tanesi. Aslında yazarı olan Rocio Bonilla’yı “Öpücük Ne Renktir?” kitabından tanıyoruz. Aynı sevimli, keyifli, duru ve eğlenceli anlatım bu kitapta da devam ediyor. Üstüne bir de sanki sahiden yanımdaki çocuk konuşuyormuş gibi hissediyorum ben okurken. Muhtemelen sizler de okurken aynı hisse kapılacaksınız. Günışığı Kitaplığı böylesi bir kitabın basımını üstlenmekle iyi yapmış. Halil Türkden tarafından Türkçe’ye çevrilen kitap hem size, hem de küçük okurunuza iyi geleceklerden.

Yukarıda da değindiğim gibi kardeşlik konusunu iki taraflı işleyen kitap çok hoş bir anlatıma sahip. Ablasından şikayet eden ve ondaki olumsuzlukları sıralayan küçük kardeş, bir küçük olarak abla sahibi olmanın artı ve eksilerini sunuyor okura. Diğer taraftan abla da yanında her şeye karışan, eşyalarına zarar veren ve sürekli komiklik yapmaya çalışan mızmız küçük kardeşi anlatıyor. Eşyalarına zarar verme kısmı özellikle önemli. Küçük kardeş bu kısmı anlatırken gayet kendinden taraf anlatıyor ama yanımdaki küçük cadı bu sayfadaki resmi görünce bir anda “Ne yani, ablası kızmamış mı anne bu manzaraya?” dedi. Çünkü küçük kardeş, ablasının bebeklerinin saçlarını kısacık kesiyordu bu karede 🙂 Henüz 3 aylık kardeşi olan küçük cadı sanki bir anda kendi geleceğini görüp korkuya kapıldı. Nasıl büyük bir dikkatle resimleri izledi anlatamam. Kitabı küçük erkek kardeş açısından da okuduk elbette. Güzel olan yanı; abla da, küçük kardeş de nihayetinde bir kardeşinin olmasının olumlu yanlarını da düşünüyorlar ve ifade ediyorlar. En sonunda ikisi de üçüncü bir kardeş sesiyle irkiliyor ve kitap burada sona eriyor. Peki bizim için öyle mi dersiniz? Elbette değil. Yanımdaki küçük cadıya önce kitabı beğenip beğenmediğini soruyorum ve beğendiğini söylüyor. Sonra da “Peki abla ve küçük kardeşle ilgili ne düşünüyorsun? Sana hangisi daha haklı geliyor?” dedim; yanıt hemen ve hiç tartışmasız “Tabi ki abla haklı, görmedin mi anne kızın oyuncaklarına nasıl da zarar verdi, ben olsam ne yapardım bilemiyorum” dedi. Sizi bilmem ama galiba bizim daha yaşayacak ve görecek günlerimiz var. Neşesi kadar kavga ve gürültüsü de bol olacağa benziyor. Sevgili Rocio Bonilla’nın kalemine sağlık da, bu çift taraflı okumayı herkes kendinden taraf okuyor galiba 🙂  Umalım da bizimkiler de o günlere geldiğinde iki taraf için eşit mesafede kalan yazar gibi biz büyükler de o mesafeyi koruyabiliriz. Tavsiye ile… 

Şunlar da Hoşunuza Gidebilir...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.