Teo’nun Zorbalık Kitabı
Teo serisine ait bir başka kitap üzerine daha önce yazmıştım. Bu yazı, aynı seriden üzerine yazdığım ikinci kitap. Açık söylemem gerekirse çocuk edebiyatında nerede duruyor bu seri emin değilim. Bununla birlikte okumaktan keyif aldığım, keyif almanın ötesinde kafamdaki bazı sorulara yanıtlar bulduğum bir kitap elimdeki. Bir çeşit ebeveyn ve çocuk iletişimi açısından önemli diye de ifade etmemde sanırım bir sakınca yoktur. Bilgi Yayınevi Çocuk Kitaplığı tarafından basımı yapılan kitabın yazarları Yağmur Artukmaç ve Psikolog Pınar Çakır. Resimleyeni ise Nurbanu Asena. Serideki kitaplar ayrıca Madalyon Psikiyatri Merkezi’nin de onayından geçiyor. İşte en çok da bu nedenle bir çeşit destek veya yardımcı kitap gibi ifade edebiliriz diye düşünüyorum. Bazı konular belirlenmiş ve bu konular uzman kişilerce çocuklara ve ailelerine aktarılmış. İyi de yapılmış. Birçoğumuzun farkında olmadığı veya olmayacağı konuyu önümüze getiriyor kitaplar. Serideki kitaplara ve bu yazıya konu olan “akran zorbalığı”na da bu açıdan yaklaşabiliyoruz.
Kitapta Teo, arkadaşları tarafından zorbalığa maruz kalıyor. Oyuna alınmıyor, dalga geçiliyor kendisiyle ve buna benzer bir sürü olumsuz davranışa maruz kalıyor. Yaşadıklarından dolayı da; hem gergin, hem de üzgün bir hale giriyor. Yaşadıklarını anlamaya çalışan anne ve babası da kendince çözümler bulmaya çalışıyor, hatta öğretmenleri bile. Sıradan öneri veya çözüm önerilerinin dışında çocuk ruh sağlığı ve gelişimi için uygun görülen önerilere rastlıyoruz kitapta. Zaten niyeti başından belli kitabın. Aslında önemli ve ihtiyaç duyulan bir alana dair bilgi sağlıyor bize kitap. Çocukla ilgili iş veya uğraş içinde olanlar kadar her ebeveynin de okuması ve üzerine düşünmesi gereken bir kitap. Sadece zorbalığa maruz kalan değil, aynı zamanda zorba olan açısından da bakmak gerekiyor yaşananlara. Akran zorbalığı son zamanlarda daha fazla konuşulur oldu, bunun farkındayım ama hala pekçok kişi bunun ne demek olduğunu bilmiyor. Olumsuz bir şeyler yaşasa da, yaşadığını tanımlayamıyor zorbalığa maruz kalan kişi. Bunun ilerleyen teknoloji ile boyut değiştirdiğini de biliyoruz ve bunun da adı siber zorbalık. Geçtiğimiz yıl Haziran ayında bu konuda Prof. Dr. Emel Baştürk Akca ile bu konuda bir röportaj yapmıştık. Kendisi bir araştırma yapmıştı konuyla ilgili ve verilerini paylaşmıştı tüm kamuoyu ile. Röportajı hatırlamakta fayda olduğu kanısındayım ve bu nedenle linkini ilave ediyorum (“Çocuklar siber zorba veya mağdur olduğunun farkında varmıyor” diyen Prof. Dr. Emel Baştürk Akca oğlak sohbetleri’nde ).
Kitabı okurken çok fazla şey geçti zihnimden. Etrafımızı saran bunca kötülük varken daha küçük yaşlarda bu kötülüğün bir türevi olan akran zorbalığı ile baş etmek zorunda kalan çocuklarımız için üzüldüm en çok da. Bir yanıyla da bunun da bir büyüme sürecinin parçası olduğunu biliyorum ve bu nedenle üzerinde önemle durulması gerekiyor. Hayat maalesef her zaman olması gerektiği gibi ilerlemiyor ve bizler olumsuz davranışlara maruz kalabiliyoruz; tıpkı çocuklarımız gibi. Şimdi aradaki tek fark şu; çocuklarımız için daha fazla şey okumak, anlamak ve üzerinde düşünmek zorundayız. Yaşadıklarını tanımlamalarını ve bununla ilgili çözüm yollarını bulmalarında onlara elimizden gelen desteği vermek zorundayız. Bunun için anne veya baba olmaya gerek yok. Bir şekilde çocukla ilgisi veya ilişkisi olan herkesin bu yükümlülük altında olduğunu düşünüyorum. Aksi durumda hem zorbalığın meşrulaşmasına zemin oluşturmuş oluruz, hem de buna maruz kalanların yaşayacakları sıkıntıların sonuçlarıyla daha fazla üzülmek ve uğraşmak zorunda kalırız. Kitabın en arka kısmında tanımlar ve yapılması gerekenler ayrıca uzun uzun anlatılmış. Bu kısımda en çok dikkatimi çeken şey eğitim dünyasında olanların bile konuya yeterince yakın olmayabilecekleri bilgisi oldu. Bunu daha önceki okumalarımda da görmüştüm. Öğretmenler veya okul idarecilerinin genellikle “zorbalık” konusunda çekimser davrandıkları gibi, bunun çağrışımlarıyla da konudan kaçma eğilimi gösterdikleri aktarılıyordu okuduğum diğer yazılarda da. Zorbalık kelimesi ağır ve itham oluşturan bir çağrışım verdiği için sanırım çoğu kişi bunu sınıfına veya öğrencilerine dokundurmak istemiyor. Oysa ki artık biliyoruz ki önümüzde böylesi bir gerçek var ve bu konudaki eğitim çalışmalarının (eğitim dünyasında yer alan herkes için) arttırılması gerekiyor. Elimdeki kitabın arka kısmında yazılanlar da bunun altını çiziyor.
Sıradan bir okur olarak belirtmem gerekirse zorbalığa maruz kalan çocuğu görmezden gelmek ve onun kendisine yapılanı normalleştirmesini izlemek, hiç beklemediğimiz bir anda kendisinin de bir zorba olacağını düşünmemek olacaktır. Çocuklar kayıt makinesi gibidir çünkü. Etraflarını sürekli olarak gözlemlerler ve bir süre sonra kendisine yapılan şekilde davranmaya başlayabilirler. Tam da bu nedenle onlara rol model olurken daha özenli ve dikkatli olmak gerekir. Katıldığım bir panelde bir piskiyatrist ailesinde şiddete maruz kalan bir çocuğun şiddet eğiliminin fazla olabildiğini ifade etmişti. O panelde konuşulan her şey gibi, elimdeki kitaptakiler de benzer tehlikeleri hatırlatıyor. İçinde bulunduğumuz ortamda zorbalığı, şiddeti ve olumsuz davranışları yok edecek şekilde davranmak ve çocuklarımızı bunlardan korumak durumundayız. Yoksa büyüdüklerinde de zorbaca davranışlara maruz kalabilir veya uygulayıcısı olabilirler. Bunların sonuçlarını da toplum olarak hepimiz ödüyoruz. Yazının başında da belirttiğim gibi; tam da bu nedenle çocuk edebiyatında nerde durduğu veya neden bir psikiyatri merkezi onayı olduğunu arka kapağında belirttiğinden ziyade bir başucu serisi olarak alınıp okunması ve yazılanların içselleştirilmesi gerekiyor diye düşünüyorum. Çocuklar adına faydalı konuların ele alındığı ve belki sadece büyük olarak sizlerin okuyabileceği, sonrasında çocuğunuza okurken onun yaşadıklarına ayna tutacağınızı bilmek de ayrıca değerli diye düşünüyorum. Bu arada Teo’nun yaşadıklarından yola çıkıp yanınızdaki miniğin büyüme sürecinde ihtiyaç duyacağı dost elini de uzatabilirsiniz. Hem onun geleceği, hem de ortak geleceğimiz için. Bu nedenle işi, uğraşı, gönlü çocuklardan yana olan herkesin okuması tavsiyesi ile…
Son Yorumlar