Çekilin Kenera, “Dinozor Çocuk” Geliyorrrr :) Editörü Nihal Ünver Oğlak Sohbetleri’nde!..

Tıpkı oğlaklar gibi sürekli zıplayan ve yerinde duramayan zamane çocuklarına “Zamane çocukları gibi olmasınlar dilerim. Henüz kreşlerde başlayan akademik kaygılara bir son vermek için ebeveynlere karşı örgütlensinler, isyan bayraklarını çeksinler… Bir de kitabevine gittiklerinde kitapları seçip kasaya geldiklerinde, kasada annelerinin ya da babalarının “ama bunu okumazsın ki” dayatmalarına karşı çıkıp istedikleri kitabı almak konusunda inat etsinler derim :)” diye seslenen Ayrıntı Yayınları’nın çocuk kitapları bölümü olan Dinozor Çocuk’un editörü Nihal Ünver’le yaptığımız keyifli sohbete dahil olun isterim 🙂

Saadet: Nihal hanım merhaba, öncelikle hoş geldiniz oğlak sohbetlerine. Sizinle birlikte Ayrıntı Yayınları’nda başlayan çocuk kitapları da meraklandırdı ve sevindirdi beni. Dinozor Çocuk’un logosunu da çok sevdim. Gözlüklü bir dinozor olarak oldukça sevimli görünüyor. Biraz kendinizden ve Ayrıntı Yayınları’ndaki yeni görev tanımınızdan bahseder misiniz?

Nihal: Merhaba, oğlaklara hitap etmekten çok keyif alıyorum ben de. Teşekkürler. Dinozor logomuz gerçekten fuarlarda, stantlarda her çocuğun mutlaka ilgisini çekiyor. Biz de bu dinozoru çok seviyoruz. Ankara’da başlayan meslek hayatıma bavulumu toplayıp taşı toprağı altın İstanbul’a gelerek devam ettim. Bu anlamda Ayrıntı Yayınları’nın eskiden gazetelerin ve yayıncıların mekanı olan Cağaloğlu’nda bulunması bir aidiyet duygusu veriyor; Rıfat Ilgazlarla Aziz Nesinlerle bir duygudaşlık yaratıyor. Bu güzel… Dinozor Çocuk’un çocuk kitapları ekibi oluşuyor yavaş yavaş, şimdilik ekibin ilk üyesi, çocuk kitapları editörü olarak ben varım! Güzel bir liste hazırlıyoruz.

Saadet: Editör olmak ne demek? Elbette anlamını biliyorum ama siz bize biraz neler yaptığınızdan bahseder misiniz? Editör olmak ve çocuk kitapları editörü olmak arasında bir fark var mı? Bana sanki ikincisi daha eğlenceli gibi geliyor.

Nihal: Editörlük, kitapları içerik, tema, kurgu, karakter ve hitap kitlesi açısından ele alıp yayıncılık çerçevenizi de işin içine katıp değerlendirmektir. Eserleri yayın listesine alıp almamaya karar verirken bu değerlendirme kriterleri size yol gösterir. Ülkemizde, editörlük mesleğinin akademik bir beslenme kaynağı olmadığından editörlük, “alaylı” meslekler kategorisine girer. Ama çok okuma yapmadan, eleştirel düşünmeden ve görüş almadan editörlük yapılamaz. Çocuk kitapları editörü olmak bir fark yaratmıyor, zira karşımızdaki (bir kısmı sadece görsel okur yazar olsa da) en nihayetinde “okur”. Sadece yaş grubu farklı olduğundan teknik olarak bazı konulara dikkat etmek gerekiyor. Mesela belli yaş çocukları metafordan anlamıyor, soyut kavramlar için erken olabiliyor vs. Ama baz aldığımız şey edebiyat, bu nedenle evrensel bir değerden, insanlığa, iyiyi, kötüyü, sağ duyuyu sanat yoluyla aktarmaktan bahsediyorsak, yetişkin edebiyatı da, çocuk edebiyatı da benim için aynı özenle değerlendirilmeli, ne eksik ne fazla. Daha eğlenceli demeyi çok isterdim ama tam da bu nedenle diyemiyorum; çünkü ağır bir sorumluluk ve ciddiyet barındırıyor.

Saadet: Ayrıntı Yayınları’nın daha önce çocuk kitapları vardı ve ara verdi değil mi? Anladığım kadarıyla yeni kitaplarla karşımızda olacak yayınevi? Biraz çalışmalardan ve evlerimize gelecek kitaplardan bahseder misiniz?

Nihal: Dinozor Çocuk aslında nerdeyse 10 yıl önce girdi çocukların hayatına. Ancak bir süre ara verildi. Yeni yayın döneminde çocukları, Dinozor Çocuk’un merakla beklenen Pettson ve Findus serisinin (Sven Nordqvist) ve ayrıca Mumi serisinin (Tove Jansson) yeni kitaplarıyla ve elbette yeni yazarlarla buluşturmaya hazırlanıyoruz. Klasik kategoride, masallar ve dünya klasikleri bulunuyor: Heidi, Küçük Prenses, Oz Büyücüsü gibi. Değerli ozan Yaşar Miraç’ın çocuk kitapları listemizde: Küçük Beyaz Kağıt Kayık ve 21 Tırtıl Nereye Gidiyordu? Bu kitapları geçen aylarda bastık, yenileri de geliyor. Anneler ve eğitimciler için başucu kitabı olmaya aday bir STEAM kitabı geliyor. 2 yaş grubuna hitap eden, kavramları çok tatlı bir öyküyle çocuklara anlatan harika bir dizimiz yola çıkıyor, çizimlerine başlıyoruz yakında.

Saadet: İşinizin en çok sevdiğiniz yanı nedir? Çocuk kitapları editörü olmak en çok hangi konuda sizi mutlu ediyor?

Nihal: Yayınladığımız kitapları çocuklarla paylaşmak ve onların görüşünü almak çok mutlu ediyor beni. Yetişkin kitaplarında böylesine direk bir ilişki kuramıyorsunuz. Daha dolaylı ve farklı oluyor. Onların doğal ve içten tepkilerini görmek keyifli gerçekten de.

Saadet: İşinizin en zor kısmı nedir peki? En çok neye dikkat ediyorsunuz işinizde. Çocuklar için hazırlanan işlerde sizi en çok zorlayan veya düşünsel süreçte en fazla zaman geçirdiğiniz şey nedir?

Nihal: Çocuk edebiyatında beni en zorlayan kısım, çocuklara yönelik eserleri değerlendirirken yetişkin duygularımdan ve birikimimden sıyrılmaya çalışmak oluyor. Bahsettiğim şey, yetişkin gözlüklerimi çıkarıp esere ya da çalışmaya çocuk bakış açısıyla bakmaya çalışmak değil. Tam tersi, yani ülkemizde pek çok çocuk eseri fazlasıyla yetişkin gözüyle değerlendiriliyor. Mesela bazı kitapların resimlemeleri çok sanatsal bulunuyor yetişkinler tarafından ama çocuklar için bir şey ifade etmiyor. Konular da öyle, ölümü işleyen bir kitap iç karartıcı gelebiliyor ama çocuk için öyle olmayabiliyor. Ya da “çocuk dili” denilen kategorik bir ön kabul var… Çocuğa “çocuk dili”yle, yani basite indirgenmiş bir dille, kurguyla hitap etmek büyük bir haksızlık. Olabildiğince nesnel olmaya çalışıyorum ve bunu sağlamak için de çocukların çok sevdiği yazarları kerteriz alıyorum; durmadan tekrarla o yazarların farklı kitaplarını okumaya ve o noktada durmaya çalışıyorum. Bunu başarabilmek de oldukça zorluyor beni…

Saadet: Ayrıntı Yayınları dışında da çalışmalarınız var. Mutlu Fil Kitabevi bunlardan bir tanesi. Biraz bahseder misiniz çalışmalarınızdan?

Nihal: Mutlu Fil’i hayata geçirdikten sonra, bilgisayar başından kalkıp okurlarla daha sıcak temas etmeye başladığımda çok çok güzel deneyimler yaşadım. Çocuk kitaplarının seçimi konusunda ebeveynlere destek olmak, kitaplıklarımızda bulunan her kitabı gönül rahatlığıyla uygun yaşlara önermek Mutlu Fil’i Mutlu Fil yapan şeyler. Çünkü iyi kitap basmak kadar önemli olan bir şey varsa o da iyi kitap örneklerini bulup doğru okurlarla buluşturmak. Mutlu Fil ayrıca kitapla ilişkilenmiş çeşitli etkinliklere de ev sahipliği yapıyor. Kitap lansmanları, okuma etkinlikleri, yazar buluşmaları, masal atölyeleri gibi… Anaokulları kitabevimize ziyaret düzenliyorlar ya da biz kitaplarımızı kapıp gidiyoruz çocuklara.

Saadet: Yoğun ve özveri gerektiren işlerin içindesiniz ve iki çocuk annesi olarak yaşamınızı sürdürüyorsunuz. Benden tam da onların diliyle on numara beş yıldız 🙂 Nasıl bir şey sizin için anne olmak?

Nihal: Farklı bir deneyim tabii anne olmak, açıkçası onların bu çocuk halleri ve heyecanları, merakları çok güzel ve bu duygu yoğunluğu benim karakterime başka şeyler kattı. İnsanın gelişimini, bireyleşmesini bu kadar yakından izlemek çok keyif veriyor. Öte yandan, çocuklarımın büyüyüp yetişkin olduklarında onlarla kuracağımız yaşantıyı, ilişkiyi deli gibi özlemiyor değilim. Bazen oturup onlarla olan geleceğimi hayal ediyorum sadece 🙂

Saadet: Anne olmanızın işinize veya işinizin anneliğinize bir etkisi (olumlu/olumsuz) oldu mu?

Nihal: Çocuk kitapları editörlüğü yapmaya başladığımdan beri, onların kitaplar konusundaki tepkileri, eleştirileri, beğenileri bana yol gösterdi elbette. Daha çok severek yaptım işimi ve biraz da güven duyarak. Bu çok olumlu bir etki. Olumsuz bir etkisi yok sanırım…

Saadet: Resimli çocuk kitaplarını daha çok seven birisi olarak size bu alanı sormak istiyorum. En çok sevdiğiniz resimli çocuk kitabı hangisidir? Çocuklarınızla okumaktan keyif aldığınız resimli çocuk kitabı hangisidir?

Nihal: Tek bir kitap söyleyemiyorum. Behiç Ak’ın resimli kitapları, Doğum Günü Pastası ve Tilki Avı (Sven Nordqvist) Julia Donaldson’un pek çok kitabı, Yekta Kopan’ın Burun kitabı, Borulardaki Ayı, Uçan Küvet, Bir Uzay Görevi’nin Öyküsü, Şnörk ve Denizci, Balık Tutma Dersi, Aslan’ın Doğum Günü, Huysuz Uğurböceği, Annemin Çantası.

Saadet: Çocuklarınıza kitap seçerken nelere dikkat ediyorsunuz? Nedir sizin için resimli bir kitabı değerli kılan?

Nihal: Konu ve resimleme öncelikle ilgimizi çekerse… Bir de tabii, içeriğinin çocuk hakları konusunda hassas olması, ayrımcı, cinsiyetçi konuları ele almaması önemli. Bir de mizahı olan kitaplara kayıyor elim hep. Bir aşamadan sonra çocukları kitabevinden kendi kitaplarını seçmeleri için teşvik ediyorum. Bu nedenle aslında benim önceden filtrelediğim kitapları seçmiş oluyorlar. Benim çok sevdiğim bir kitapsa eğer, mesela Lucy ve Laika, büyük oğluma konusundan bahsediyorum, beğenirse alıyorum. Küçük oğlum da kitabın resimlerine bakıp seçiyor.

Saadet: Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Bölümü mezunusunuz. Ne zaman edebiyatın içinde rotanızı çocuk edebiyatına çevirdiniz? Sizi çocuk edebiyatına götüren şey neydi?

Nihal: Açıkçası buna çocuklarım neden oldu. Onlar için kitap araştırırken oldukça birikim de edinmiş oldum, giderek daha fazla burnumu soktum ve sonuç ortada 🙂

Saadet: Türkiye’de ve Dünya’da resimli çocuk kitaplarına olan ilgi nasıl? Bir karşılaştırma yapabilir misiniz?

Nihal: Dünya’da ancak batı Avrupa ve Amerika’yı takip edebiliyoruz. Şimdilerde Kuzey Avrupa ülkelerine dair de bilgi sahibi olabiliyoruz. Oralarda çocukların kitapla ilişkisi çok edebi, çok organik. Bizde biraz daha farklı. Okul yaşına gelene kadar anneler çok duyarlı kitaplar konusunda. Bizim kuşağın ilgili ve bilgili ebeveynleri çok büyük keyifle kitap alıyor ve okuyor çocuklarına. Ancak okul yaşından sonra bu güzel tablo biraz bozuluyor çünkü okulda kitabın ödevle olan farklı bir ilişkisi tanımlanıyor. Bu da çocuklar için kitaptan uzaklaşma nedeni haline geliyor. Bu nedenle okul grubu çocuklarının ebeveynlerine çocuklarını istedikleri kitabı seçip okumalarında özgür bırakmaları konusunda tavsiye veriyoruz. Bol resimli ve sadece mizahi de olsa çocuk onu almak istediyse ve okuyorsa bırakalım okusun, çünkü bence kitap okutmayı sağlayan şey okumaktan alınan haz duygusudur, bir şeyler öğrenme dürtüsü değil.

Saadet: Sizce çocuk olmak ne demek? Çocuk olmanın en güzel yanı nedir sizce?

Nihal: Aklına eseni yapmayı istemek ve bu konuda aşırı ısrarlı olmak. Bunun en güzel yanı da bu isteklerine ölüm kalım meselesi gibi odaklanmak. Biz de yetişkinler olarak bu kadar odaklansak ve “an”da kalsak sanırım daha başarılı oluruz.

Saadet: Çocuk olmanın en kötü yanı nedir peki?

Nihal: Yetişkinlerin onları birey olarak algılamaması ya da bu gerçeği bir türlü kabullenememeleri.

Saadet: Elinizde bir süper güç olsa ve onu sadece çocuklar için kullanabilseniz ne için kullanırdınız?

Nihal: Onların fiziksel olarak acı görmemeleri için ne gerekiyorsa yapardım. Çocukların hastalık ya da herhangi bir nedenle acı çektikleri durumlarla karşılaştığımda ciddi etkileniyorum ve kesinlikle gözyaşlarımı tutamıyorum.

Saadet: Şu ana kadar okuduğunuz masalları gözünüzün önünden geçirin ve size sorum; hangi masal kahramanı olmak isterdiniz ve neden?

Nihal: Sevdalı Bulut Masalı’ndaki Ayşe Kız olmak isterdim. Her şeye rağmen bahçesine sahip çıkması ve direnmesi çok etkileyici ve tabii ki bulutla olan aşkı.

Saadet: Sizce çocuklar ne zaman başlar kitap dinlemeye?

Nihal: Bence kucak kucağa oturup da önünüze büyük boy bir kitabı alıp izlemeye/dinlemeye başlanacak yaş, 6. ay olabilir. Bu izleme/dinleme süresi 2 dakika olsa bile çok değerli. Tabii başlama yaşına karar vermede belirleyici olan, ebeveynin çocuğuyla ilgili gözlemi ve sağduyusudur.

Saadet: Türkiye’de çocuk edebiyatının geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Nihal: Gelecekte güzel, değerli eserler olacak, geçmişte de olduğu gibi. Ama biraz eleştirel bakış gerekiyor. Çocuk yazınına dair biraz akademik çalışmaya, çıtayı yükseltmek için yeni görüşlere ve edebiyat alanını pedagoji alanından ayırmaya ihtiyacımız var. Ve tabii edebiyat alanında ihtiyacını duyduğumuz eleştirel ve geliştirici zeminin mutlaka bağımsız olması gerekiyor. Bir yayınevinin ya da yayıncı kimliğin belirleyici kimliğinden azade olması önemli.

Saadet: Çocuk ortak paydasında farklı alanlara da el atıyorsunuz. Biraz gelecek planlarınızdan bahseder misiniz?

Nihal: Çocuk gelişimi ile ilgili okumalar yapmak istiyorum; belki de üniversite hayatına geri dönerim. Ama tempo ne kadar izin verir bilemiyorum tabii. Bir de mümkün olduğunca çocuk edebiyatı alanında alternatif bir tartışma ve üretme zemini oluşması için insanları bir araya getirme konusunda elimden ne geliyorsa yapmaya devam edeceğim. Ayrıntı Yayınları, Dinozor Çocuk için çok güzel kapılar aralıyor; çünkü Ayrıntı’yı takip eden kitle Dinozor Çocuk’u çok kıymetli buluyor ve bizi harika isimlerle bir araya getiriyor, çok verimli buluşmalar oluyor. Bu çok kıymetli. Mutlu Fil de bu açıdan güzel bir platform, çok değerli ebeveynlerle tanıştık, tartıştık. Bunları bir zeminde buluşturmanın zamanı gelecek.

Saadet: Tıpkı oğlaklar gibi sürekli zıplayan ve yerinde duramayan zamane çocuklarına ne söylemek istersiniz?

Nihal: Zamane çocukları gibi olmasınlar dilerim. Henüz kreşlerde başlayan akademik kaygılara bir son vermek için ebeveynlere karşı örgütlensinler, isyan bayraklarını çeksinler… Bir de kitabevine gittiklerinde kitapları seçip kasaya geldiklerinde, kasada annelerinin ya da babalarının “ama bunu okumazsın ki” dayatmalarına karşı çıkıp istedikleri kitabı almak konusunda inat etsinler derim 🙂

Saadet: Oğlak ailelerine iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?

Nihal: Bence mesaj alındı 🙂

Saadet: Teşekkür ederim sohbetimize katıldığınız için.

Şunlar da Hoşunuza Gidebilir...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.