Küçük bir çiçekten 23 Nisan’a…
Hayatımızda küçük ama kıymetliler vardır. Tıpkı küçük ama kıymeti büyük oğlaklar gibi. Ya da resimdekiler gibi küçük ama kıymeti ve sözü kendisinden büyük olan çiçekler gibi. Yaşam fışkırır aniden önünüze. Hem de öyle gürültülü değil aksine tüm sesini güzelliğine bağışlayarak.
Bazen boş bir betona renk verir, bazen de onun tüm soğukluğunu sıcacık bir dokunuşa bırakır. Yolda siz kafanızda onlarca düşünce ve belki hayatın yüküyle giderken o aniden çıkıverir kaldırımların arasından. Hiç beklemediğiniz bir anda “Ben buradayım ve yaşamın her koşulda güzel olduğunu fısıldıyorum biçare halimle. Üstelik etrafımda kimse yokken, üstelik toprağım az, suyum yok denilecek kadarken, üstelik sadece kendimi sunarak.” diyor kendisine bakanlara. Bakmak ve görmek farklı şeylerdir diyorlar ya, sahiden de öyle. Bakarken bazılarınız sadece taşların arasında bir küçücük çiçek görebilir ama ben orada koca bir dünya ve her şeye rağmen yaşamdan yana bir tavır görüyorum. Renkleri görüyorum. Soğuk olanın sıcağa el vermesini görüyorum. Ölümün yerini doğuma bırakmasını görüyorum. Sonra hayatın sırrının her koşulda güzel bakabilmekte olduğunu görüyorum. Dahası bunu en çok çocukların hak ettiğini görüyorum.
Ayaklarımızın altında ezilmedikleri, tüm neşeleriyle hayatımızı sevince boğacakları nice nice bayramları olmasını istiyorum. Belki en çok da 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın kıymetini görüyorum. Tüm dünya çocuklarına armağan edilen o güzel ve özel günü görüyorum. İçini tam anlamıyla dolduracak koşulları sağlama niyeti ve çabasında olanları görüyorum, görmek istiyorum en çok da.
Son Yorumlar