Charlie Chaplin baskılı kumbara ile hayallere doğru

  Yandaki kumbarayı bu akşam aldık ve eve getirdik. Daha önce konuşmuştuk, niyetimiz belliydi. Yazın veya beraber geçireceğimiz tatil zamanlarında gezmek, yeni yerler görmek ve birbirimizle olan o sınırlı anları çocukların belleğinde güzel anılara dönüştürmek için bir niyetti bizimki. Yani; lafı çok uzattım ama olsun, burası biraz da içimden/elimden klavyeye geldiği gibi yazabilme alanı olduğu için güzel ve var. Biz “tatil kumbarası” alacağız dedik. Buna herkes elindeki bozuklukları atacak ve tatile gitme olasılığımızda ihtiyaç duyarsak kullanacağız. Size sadece maddi bir ön hazırlık gibi gelebilir ama bana çok büyük anlamlar içeriyor. Hayatın ben şimdilerde kötü olduğunu ve özellikle kadınlar, çocuklar için zor olduğunu sanırdım ama okuduğum bir kitapta bu ülke masallarında da çocukların büyük çoğunlukla mutsuz olarak yer aldığını belirtiyor. Kitap Prof. Dr. Muhsine Helimoğlu Yavuz’un Masallar ve Eğitimsel İşlevleri. Açıkçası o kısmı okurken üzülmüştüm ama şimdi de farklı olmadığını bilmek ve maalesef her gün duymak daha da zor geldi. Karamsar bir şeyler söyleyip zaten zorda olanları kendimle birlikte dibe çekmek değil derdim. Aksine kendime bulduğum minicik nefes aralığını paylaşmak gibi bir isteğim oluştu kumbarayı alıp eve gelince. Tatil yapmayı hayal etmek, beraber yeni yerler keşfetmek, yeni maceralara atılmak, doğada daha fazla zaman geçirmek gibi hayallerimiz var yahuuuu 🙂 

Bir tanesi 12, diğeri 5 yaşındayken; henüz kanatlarımızın altındayken, henüz bizlerle vakit geçirmeyi seviyor, istiyor ve hayal edebiliyorken nasıl güzel, nasıl içimi sıcacık yapan bir şey bu biliyor musunuz? Gittiğimiz, gideceğimiz yerin önemi yok, zaten planımız da yok, sadece isteğimiz var, beraber oturup “Şuradaki kanyonu görmek istiyorum, ben de şu şehri görmek istiyorum, şuradaki bahçeyi görmeyi istiyorum, bu sene yüzmeyi öğrenmek istiyorum, suyun kenarında taşlardan resim yapmak istiyorum, beraber kahvaltıda olup, beraber yolda olmak istiyorum vb.” O kadar çok şey var ki ama temelde onların sohbetlerine ortak olmak, onların büyüdüğüne tanık olmak, onların neşesinde neşelenmek ve onları neşelendirmek şahane bir şey. Dünyanın tüm olumsuzluğu ve kötülüğü karşısında ışıl ışıl parlayan bir niyet bu işte. Kumbarada  Charlie Chaplin olunca da kendimi garip duygular içinde buldum. Mizah en güçlü yanımız galiba hayatın zorluklarında ve bunu en iyi gösterenlerden birisi de o. Bu baskıdaki resimde de içindeki çocuğu korumaya çalışan biri var. İşte o hali Emrahcık efendi ile kendime benzettim. Hayat herkese farklı şekillerde zor ve zorlayıcı. Yine de iyi olana bakmak/bakabilmek, bakmak için çabalamak ya da bu niyette olmak güzel. Eksiler çok zaten, mesele artıyı çoğaltmada belki de hepimiz için ama en çok da bizlerle büyüyenler için. İşte o nedenle “para” gibi ve “kumbara” gibi kavramlardan tamamen bağımsız olarak “sen harika bir şeysin tatil kumbarası” diyesim geldi şimdi. Eve getirdiğimizde ilk parayı ben attım içine, hemen Küçük Cadı ve elbette Şakir efendi. Nasıl hevesliler, nasıl heyecanlılar görmeniz lazım. O ara görüntülü arayan babaannelerine de anlattılar bu kumbarayı. Sonra babalarına da. O hayalde biz herkesi ve her şeyi dışımızda bırakacak minicik anlar oluşturacağız ve sonra da daraldığımız zamanlarda o anları anımsayıp varolanın geçiciliğini düşüneceğiz. Yani şimdi yazınca farkettim de; galiba bir yanıyla biz büyüklere de psikolojik destek kumbarası bu, vallahi öyle 🙂 Hala hayal etmenin güzelliğini ve nasıl insanı kendine getiren iyi bir yanı olduğunu gösterdi çocukların hevesi ve onlara dahil olan eylemlerimiz. Geceye dileğim olsun, herkes sevdikleriyle, ailesiyle sağlıkla, huzurla, mutlulukla zaman geçirsin, geçirebilsin. Çocukların neşesi inletsin yeri göğü. Onların hayalleri süslesin rüyalarımızı ve eylemlerimiz onlar için, bizim koşullarımızdan bağımsız, yol alsın. Gerisi güzellik işte bize, bizden sonra kalacaklara 🙂 

Şunlar da Hoşunuza Gidebilir...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.