Yaşamın hakkını verenlerden Ufuk Koçak ile söyleşi
Başlık olarak ne seçeyim diye azıcık düşündüm ve başka da bir ifade gelmedi aklıma. Çünkü izlediğim, dinlediğim kadarıyla tam da bu cümle ona uygun; “Yaşamın hakkını veren kişi.” Kocaeli şehri, 1999 yılında 17 Ağustos tarihinde büyük bir kabusa uyandı. Bu şehirde yaşayan birisi olarak her birimiz ayrı ayrı deneyimledik bu kabusu. Ufuk Koçak üç gün göçük altında kaldı, ailesini, sevdiklerini ve iki bacağını kaybetti. Sonrasında tam da onun ifadesiyle “kayıp” kelimesi başlı başına bir hal aldı hayatımızda. Mekan ve zaman içinde çok fazla şey kayıp oldu bize. Ufuk Koçak bir yaşam savaşını kazanan taraf oldu ve sonrasında da hayata karşı duruşu ve onu yaşama biçimiyle örnek oldu onu izleyenlere. Ben onu ilk bir videoda dinledikten sonra, onun söylediklerinin daha fazla kişiye ulaşmasını istedim. Umut tüccarları gibi, şükürcülere de bir kaç cümlesi vardı çünkü. Farklı bir yerden sesleniyordu hayata. O yer bana iyi ve yakın geldi. Bir karıncanın yaşamından olduğu kadar, bir ağacın yaşamından da feyz alıyordu çünkü kendi ifadesiyle ve güzel olan da buydu zaten. Ben galiba daha çok yazarım ama isterseniz onu duyalım ve dinleyelim beraberce. Çünkü bu video benim sözlerimden ziyade onun sesi için açıldı. Program linki tam da burada 🙂
Kitaplarımız: Gökçe Gökçeer’in Bana Öyle Bakma (Kırmızı Kedi Yayınları), Feridun Oral’ın Farklı Ama Aynı (Yapı Kredi Yayınları)
Son Yorumlar