Çocukların Tedavi Hikayeleri-Kanserli Çocuklara Umut Vakfı
Yanda görselini paylaştığım dört kitabı internet üzerinden okudum. Gönüllü olarak Türkçe’ye kazandırılmasına destek veren Dr. Nilay Yılmaz “Her üç saatte bir çocuğa kanser teşhisi konuluyor” diye başlıyor sözlerine. İçim sız etti elbette. Tahmin edebiliyorum ki hemen herkes de aynı durumdadır. Bununla beraber önümüzde böylesi bir gerçeklik varken ve bu alanda çalışma gösteren insanlar varken, ben de kendi açımdan bu yazıyı yazma zorunluluğu hissettim.
İngiltere’de bir sivil toplum kuruluşu olan CLIC Sargent bu kitapları hazırlıyor. Çocukların ve ailelerinin yaşadıklarını anlamalarına yardımcı olmak gibi bir niyetle yola çıkıyorlar. Türkçe’ye de Dr. Nilay Yılmaz ve Hisar Okulları Öğrencileri’nin gönüllü katkıları ile çevriliyor. Kanserli Çocuklara Umut Vakfı da (KAÇUV), bu emeği somut hale getiriyor. Emeği geçen herkesin ellerine sağlık.
Dört farklı kanser türü ile karşı karşıya kalan çocukların hastalığın tanısından itibaren neler yaşayacaklarına dair önemli bilgiler verilen kitapları KAÇUV’un internet ortamında herkesin okuması mümkün. Hem hasta çocuklara, hem ailelerine, hem de bu alanda hizmet veren sağlık çalışanlarına oldukça yararlı bir çalışma. Kitapta dikkatimi çeken birkaç noktanın altını çizmek istiyorum. Bunlardan ilki; çocukların doktora sorularını direk sormaları ve onun anlayacağı şekilde yanıtlarla karşılaşmaları. Çocuklar “kanser ne demek” diye başlıyor örneğin sormaya. Bir diğer nokta ise çocukların ağzından yazılan bölümlerde anne ve babalarının yaşadıkları endişenin dile getirilmesi. Yani çocuğun yaşadığı hastalığı nasıl hissedeceği büyük ölçüde anne ve babasının ona yaklaşımına bağlı. Kesinlikle çok zor bir durum olduğunun farkındayım. Bu kitapları hazırlayanların da aynı farkındalıkla çalıştıklarına eminim. Yine de çocuk açısından durumun en rahat atlatılabilmesi için gerekenleri düşünmek gerekiyor galiba. Bir diğer önemli nokta ise çocukların hemen hepsinin ailesindeki kendisine yakın olan yaştaki kardeşin kendisini dışlanmış hissetmesi. Yani ilginin tamamen hasta olan çocuğa kaymasıyla diğer kardeşlerin durum karşısında olumsuz duyguya kapılabildikleri ailelere aktarılıyor. Örneğin kanser hastası bir çocuğun kardeşi, yüzüne boyayla noktalar çiziyor ve böylece anne ve babasının kendisiyle de ilgileneceğini düşünüyor. Ailelerin işi çok zor ve müthiş bir sabır gerektiriyor. Hem hasta olan çocuğu için olan endişelerini bastırması, hem de sürekli moral ve motivasyonunu yükseltmeye çalışması bir yana, diğer yandan evdeki diğer kardeşlerin duygularını düşünmek. Sahiden insanüstü bir çaba.
Her çocuğun birbirinden farklı kanser türleri ile mücadele süreçleri yer alıyor kitaplarda. Bu da her süreçte nelerle karşılaşılacağına dair bilgiler sağlıyor. Çocukların saçlarının dökülmesi, katater denilen aletin vücutlarına takılması, kan testleri, ped çekimi, tomografi ve diğer tüm tıbbi terimler en basit haliyle anlatılıyor ve resimlerle de gösteriliyor. Bununla beraber en son kısımda bu terimlerin açıklamalarına da yer veriliyor. Hemen her kitapta özellikle aktarılan bir diğer konu ise bulaşıcı hastalıklar taşıyan akranlarından bu çocukların uzak kalmaları gerektiği. Örneğin sınıfında su çiçeği veya kızamık geçiren bir öğrenci varsa, kanser hastası çocuk hemen kendi doktoruna başvurmak ve durumu bildirmek zorunda. Çünkü bu durum kanser hastası çocuklar açısından, hastalık sürecini uzatıp, farklı sorunlar çıkartabilecek bir şey. Bunların önüne geçmek için de tıbbi destek ve tedbir almak gerekiyor.
Kitaplar; aileler, çocuklar, arkadaşlar ve aslında toplumun herbir bireyi olarak hepimize önemli şeyler söylüyor. Saçları dökülen çocuklar en çok kendi gibi çocukları görünce olumsuz duygularından uzaklaşıyorlar. Sağlık çalışanlarına akıllarındaki tüm soruları soruyorlar ve yaşadıkları durumu çok net ifade edebiliyorlar. En azından bu konularda, yani sağlık hizmetini en doğru şekilde alma noktasında tüm çocukların eşit şartlarda olmalarını umuyorum/diliyorum/talep ediyorum. Kendilerine çok iyi davranan sağlık çalışanlarını okuyunca bizler de bir parça rahatlıyoruz. Yine hastanelerde bu çocuklar için yapılan etkinliklerde onların “çocuk” olma hallerinin unutulmadığını görmek güzel bir şey. Tüm bunlarla beraber hiçbir çocuğun bu tip sağlık sorunlarıyla karşılaşmamalarını umuyorum. Hasta olan tüm çocukların da bu dört kitapta anlatıldığı gibi tedavi sürecini başarı ile tamamlayıp evlerine, aileleri, sevdikleri ve arkadaşlarına kavuşmalarını diliyorum.
Son olarak kitaplara erişebilmek ve okumak için Kanserli Çocuklara Umut Vakfı‘nın üzerini tıklamanız yeterli.
Son Yorumlar