Nefise Nine
Sabah sabah kendime azıcık moral vermek için aldım bu kitabı elime. Hatta öyle ki, enerjisi okuyan herkese bulaşsın diye şimdi de üzerine yazıyorum. Nefise Nine hayalimdeki kadınlardan. Yapı Kredi Yayınları nasıl da güzel bir kitabın basımını üstlenmiş öyle. Al bu Nefise Nine’yi hayatına, şenlensin ortalık. Tagrid en-Neccar tarafından yazılan, Maya Fedavi tarafından resimlenen kitabın çevirmeni de İbrahim Demirci.
Sıcacık bir hikaye karşımızda. Aslında sanırım farkı; oldukça sıradan bir konuyu bizlere zenginleştirerek sunmasında. Anne ve babası tarafından anneannesine bırakılan bir çocuğun bir gün içinde yaşadıklarına tanık oluyoruz kitapta. Aradaki fark, anneannenin renkli kişiliğinde. Ressam olan anneanne kahvaltı niyetine sadece meyveleri karıştırıp bir vitamin deposu hazırlıyor. Macit adındaki çocuğu da kendisine yardım etmesi için mutfağa yanına alıyor Nefise Nine. Çocuk biraz şaşkın şekilde yardım edip, içiyor meyve suyunu ve ardından mükellef bir kahvaltı da bekliyor ama gelmiyor. Nefise Nine televizyon karşısına geçiyor ve sabah sporunu yapıyor. Aynen okuduğunuz gibi işte. Spor yapan bir anneanne karşımızda. Macit’e de zıplamasını ve kendisine dahil olmasını istiyor. Sürekli “otur, dur, yapma, zıplama” diye kelimeler duyarız ya büyüklerden, işte Nefise Nine’den tam tersi geliyor. Güzel olan yanı da bu galiba. Yorulan Macit uzanıyor boylu boyunca yere ama Nefise Nine’deki enerji bitmiyor. Spor bitince, bu sefer de resim yapmaya götürüyor torununu Nefise Nine. Hem de renkleri karıştırmasını öğütlüyor. Ressam bir kadın olan Nefise Nine’nin atölyesinde hayal edin kendinizi. Önünüze bir tuval konulsun ve size istediğiniz gibi resim yapmanız söylensin. Sizi bilmem ama ben Nefise Nine’nin gönüllü torunu olabilirim. Maya Fedavi öylesine güzel resimliyor ki, elimde olsa içine katarım kendimi onun kalemiyle 🙂
Aniden tablolarını Güzel Sanatlar Müzesi’ne götürmesi gerektiğini hatırlayan Nefise Nine telaşla hazırlanmaya başlıyor. Beraberce müzeye gidiyorlar nine torun. Hani derler ya belirli bir yaşa kadar görsel ve işitsel uyaranların çokluğu çocuğun gelişimine olumlu katkı sunar diye, işte tam da bu anlamda şanslı bir torun Macit. Müzeye gidiyor ninesiyle ve bununla da bitmiyor gün. Kendisine gelen telefonla gözleri ışıldayan Nefise Nine sizce neye seviniyor bu kadar? Hurdacıdan gelen habere elbette. Daha hurdacı ne demektir bilmeyen Macit sadece ninesinin gözlerindeki ışıltının peşine düşüyor. Meğer bizim Nefise Nine hurdacıdan aldığı eşyalar üzerine çalışıp, onlardan yeni eserler oluşturuyormuş. Geri dönüşüm malzemeleri de diyebilirsiniz siz buna. Bu malzemelerden Macit de nasibini alıyor. Düşünsenize zenginliği. Sevdiği bir tahta kutuyu incelerken Nefise Nine geliyor yanına ve “Onu temizleyip üzerine kendi resimlerini yapabilirsin” diyor. Macit’in yerinde olmak istediğim ikinci durumdur bu 🙂
Şimdilerde yeni yeni duymaya başladığımız gerontoloji (yaşlılık bilimi) geldi aklıma kitabı okurken. Bununla beraber, geri dönüşüm malzemelerinden çok güzel işler çıkaranlar da elbette. Yaşlıların o sakin görünen büyük hazinelerinde neler saklı neler. Bir çocuğu nasıl besler o hazine biliyor musunuz? Bilmiyorsanız çocukluğunuzda o tadı alamayanlardansınız demektir. Büyüklerle; hele de anneanne, babaanne ve dedelerle yaşanan zamanın yerini hiçbir şey doldurmaz. İddialıyım bu konuda, çocuğa dünyaları verin o zamandan gram ekleyemezsiniz üstüne. Yurtdışından örneklerini görmüştüm internet üzerinden. Huzurevleri ile kreş öğrencileri biraraya getiriliyor ve ortak çalışmalar yapılıyor. Bedensel olarak ve davranışsal olarak benzer özellikler gösteriyorlar ama bundan öte birbirlerine çok iyi gelen yanları var.
Aralarında sırlar vardır mesela torunlar ile büyüklerin. Siz anne ve baba olarak o sırlara erişemezsiniz. O duygulara da bulunduğunuz konumdan erişemezsiniz. Bir el güzelce kalkar yerinden ve omzunuza konar. Çünkü tüm hiyerarşik düzenler yok olur torun ile dede/nine arasında. Siz onun ninesi veya dedesi değil, en eğlenceli oyun arkadaşı olursunuz aniden. Beraberce yaptığınız yaramazlıklarınız kadar, kahkahalarınız kalır sizden geriye. Sonra, seneler geçer ve siz geriye döndüğünüzde sadece o anları özlersiniz. Elinizde kalan sadece bu güzel anılarınız olur. Kendi çocukluğumdan da biliyorum bu zenginliği. O yüzden galiba, bu kitabı okuyunca çok farklı şeyler mutlu etti beni. Sadece torunuyla eğlenceli bir gün geçiren çocuğun halleri değil, bende bıraktığı çağrışımları galiba en çok da. Yaşama dört elle sarılan büyüklerin varlığı en çok da. Yaşamdan keyif almanın en güzel örneği Nefise Nine. Bir çocuğa vereceğiniz en kıymetli zamanların da örneği aynı zamanda.
Son Yorumlar