Uçan Şiirler

Bazen siz de kendinizi biraz zor işlerin içindeymiş gibi hissediyorsunuzdur. Örneğin deniz kıyısında yıldızları denize atan çocuğun yaptığı gibi. Bir sürü deniz yıldızı karaya vurmuştur ama o üşenmeden, alabildiklerini tekrar denize atmaya çalışır. Attıklarını yaşama döndürmüş olmanın azıcık da olsa huzurunu yaşar. İşte bu elimdeki kitabı okurken tam da bunu hissettim. Onca sorunun ve gürültünün ortasında küçük ama oldukça kıymetli adımlar bunlar. Uçan Şiirler evimize gelen ikinci şiir kitabı. Birincisi de yine aynı ikiliye aitti. Aytül Akal ve Mavisel Yener yine oldukça güzel bir kitapla evimizdeydi.

Mandolin Yayınları tarafından basımı yapılan kitap tıpkı Balığım Şiir Yazdı kitabı gibi görsel bir şölen sunuyor okuyucu ve izleyiciye. Renkler ve çizimler oldukça canlı ve güzel. Birbirinden farklı kategorilerde oluşturulan şiirleri tek seferde okuyabilirsiniz okul öncesi çocuklarına. Her şiirin içinde yer alan incelikli sözler, sizler gibi çocukların da algılarını açıyor. Örneğin, Sokakta şiiri buna çok güzel bir örnek. Aynen aktarmak istiyorum;

“Elimi tutar annem                            
Sokakta yürürken
Sıcacık eli
Isıtır beni
  
Elimi tutar babam
Sokakta yürürken
Kocaman eli
Sarar yüreğimi  
Çocuklar var tek başına
Sokakta büyüyen
Ben tutarım büyüyünce
Onların ellerini”

Samimiyetimle söylüyorum şiirin ilk iki bölümünü okurken “ama anne-babasız çocuklar da var” diye içimden geçirmiştim. Hayat maalesef bizlerin çocuklarımıza kurguladığımız gibi güzel geçmeyebiliyor. Ve maalesef bazen adalet terazisi bozulduğunda en çok çocuklar zarar görüyor. En çok yarayı onlar alıyor ruhlarına ve bedenlerine. Sanırım Aytül Akal ve Mavisel Yener de benzer kaygılar veya bilinçle hazırlamışlar kitabı. Sokakta büyüyen ve anne-babasız çocukları atlamamışlar. Bence küçük ama önemli bir çaba. Okul öncesi çocuklara en azından kendileri ve konforlu yaşamlarından daha farklı yaşamlar olabileceğini gösteriyorlar; hem de usulca ve şiirin güzel diliyle.

Galiba niyet benzerliği en çok da mutlu ediyor beni bazı kitaplarda. Herkesin yolu ve yöntemi farklı ama hepsi de yaşama dair gerçekleri çocukların anlam dünyasına uygun hale getirmeye çabalıyor. Bunu yaparken de evrensel bir dil sistemini kullanıyorlar. Çocuk ortak paydasında birleşince ortaya güzel şeyler çıkıyor nihayetinde. Hepsi sanırım kendi çocuklukları ve oralardan beslendiklerini iyi yansıtıyorlar kalemleriyle, sözleri ve çağrıştırdıklarıyla.

Kitabın son bölümünde Aytül Akal ve Mavisel Yener’in birbirlerine küçük atışmalarını da izliyoruz. Mavisel Sorar kısmına Aytül Yanıtlar kısmı ekleniyor. Böylece onlar da sohbete dahil olup gizli kahraman olmaktan vazgeçiyorlar. Haklılar da. İnsan bunca güzel renk ve konuda uzağında kalamıyor ki sayfaların. İçine atlayası geliyor okuyanın da, dinleyenin de.

Ekip çalışmasının bu güzel örneğini çocuklarla buluşturmanızı tavsiye ederim. Bunca kötülüğün içinde şiiri tanısınlar ve o dünyanın büyülü iklimine kapılsınlar. İçimden bir ses çocukken güzel şeyler yaşayıp, deneyimleyen çocukların büyüdüklerinde güzel işlerin peşinde koşacağını söylüyor. O yüzden yazının başında da söylediğim gibi siz emeğinizi güzel olandan yana atın. Evet tüm deniz yıldızlarını kurtaramayabiliriz belki ama kurtarabildiklerimiz için çabalamak zorundayız.

Şunlar da Hoşunuza Gidebilir...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.