Kütüphanedeki Aslan
Bazı kitaplardaki karakterleri öylesine yakın buluyor ki insan elinde olsa kitabın içine girip onlara şöyle sıkıca sarılmak istiyor. En azından ben okurken öyle oluyorum. İşte onlardan bir tanesi de “Kütüphanedeki Aslan” kitabının ana karakteri. Nasıl şirin bir şey, nasıl içli, nasıl duygusal, nasıl sıcacık duyguların merkezi; okunmadan anlaşılacak gibi değil. Hikaye oldukça kural düşkünü yöneticileri ve çalışanların olduğu bir kütüphaneye bir aslanın gelmesiyle başlıyor. Herkes şaşkın ama kurallarda aslanlarla ilgili bir madde olmadığı için kimse de ses çıkaramıyor aslana. Ses demişken elbette kütüphanedeki temel kurallardan bir tanesi ses çıkarmamak. Aslan kitapları kokluyor, çocuklara bakıyor ve hoooop masal saatinde minderlerin üzerine uzanıyor.
Hayal ediyorum bizlerde de olsun, masal saatleri, böyle çocuklarla dolup taşan kütüphaneler. Ama öylesine değil, içeriği zengin ve evrensel değerlerle dolu kitapların bolluğunda kütüphaneler olsun mesela. Çok büyük istekler değil, sadece gelecek için daha güzel adımlar atmak isteyenlere örnek olsun mesela bu aslan. Masal saati için içi pır pır eden aslanın ruh hali sarsın mesela tüm çocukları. Kurumlar bunlara hizmet etsin mesela. Hatta öyle ki insanlar çocuklarına kendileri dışındaki canlılara da yaşam hakkı vermelerini göstersinler kendi davranışlarıyla. Söylemesinler, göstersinler ve söz yerini gözün şahitliğine bıraksın mesela. Tamam kütüphanedeki aslanımıza geri dönüyorum. Masal dinlerken sevinen ve bir anda sevincini kükreyerek gösteren aslan hemen uyarı alıyor. Kütüphane müdürü Bayan Tatlıhava eğer ses çıkartırsa aslanı kütüphaneden çıkarmaları gerekeceğini söylüyor. Hikaye bu ya aslan her söyleneni anlıyor ve oldukça üzgün şekilde beklerken bir küçük kız Bayan Tatlıhava’nın eteğini çekiştirip aslanı bu seferlik affedebileceğimizi ve ses çıkarmazsa hergün masal dinlemeye gelebileceği söylemesini istiyor. Elbette alıyor da bu sözü ve artık aslan her gün kütüphaneye geliyor. Öyle sadece masal saatinde de değil, erkenden gelip kapıda bekliyor. Böylece kütüphanenin yeni bir gönüllü çalışanı oluyor. Aslan kitapların tozunu alıyor, Bayan Tatlıhava’nın kitaplarını geciktiren çocuklar için hazırladığı zarfları yalayıp kapatılmasına yardımcı oluyor. Masal saati gelince de çocukların yanında oturup masalı dinliyor. Çocuklar da aslana yaslanıp masalın keyfini çıkarıyor. Bu durumdan memnun olmayan tek kişi kütüphane görevlisi Bay Vızvız. Öyle ki hani çok klasik ifade ile kraldan çok kralcı geçinenler var ya işte tam öyle bir tip. Kitabın yazarı Michelle Knudsen tandık bir karakter oluşturmuş Bay Vızvız’la. Aslanın kütüphanedeki varlığını gereksiz bulan ve onun yaşattığı onca güzelliği görmezden gelen Bay Vızvız hayatı tek tarafından yaşayanlara da güzel bir örnek. Bu örneğin dışındaki herkes hayatından ve aslanın kütüphanedeki varlığından memnunken bir gün Bayan Tatlıhava üst raflardan bir kitabı almak içlin uzanıyor taburenin üzerinden ve aniden düşüp kolunu kırıyor. O an yanında olan aslan da ne yapacağını bilemeden bekliyor ve yardım almak için Bay Vızvız’a gidiyor. Bay Vızvız’a burnuyla Bayan Tatlıhava’nın düştüğü yeri gösteriyor, başını çeviriyor, anlatmaya çabalıyor sorunu ama Bay Vızvız hiç ilgilenmiyor aslanla. Bu hal bazen sözcükler yardımıyla tamamen sorununu anlatamayan küçük çocuklara ve diğer canlılara duyarsız davranan büyükleri çağrıştırıyor kafamda. Bay Vızvız’a derdini anlatamayan aslan son çare olarak yüksek sesle gürlüyor ve kimsenin söylemesine izin vermeden kütüphaneden ayrılıyor. Çünkü biliyor ki kütüphanede ses yapmak yasak ve cezası tekrar kütüphaneye gelememek. Bay Vızvız aslanı şikayet etmek için Bayan Tatlıhava’yı ararken onun düştüğünü görüyor ve hikayenin en can alıcı sözcükleri de bu anda beliriyor: “Bazen kuralları çiğnemenin geçerli bir sebebi vardır, kütüphanede bile.” Kolu alçıya alınan Bayan Tatlıhava ertesi gün aslanı bekliyor ama aslan bir daha kütüphaneye gelmiyor. Çocuklar ve kütüphanedeki herkes onu özlüyor ve mutsuz bir hale bürünüyorlar. Bay Vızvız da nihayet hatasını anlıyor ve her yerde aslanı aramaya başlıyor. En sonunda kütüphaneye geri dönen Bay Vızvız onu kütüphanenin kapısından içeri izlerken buluyor. Bay Vızvız “Kütüphanede yeni bir kuralımız olduğunu bilmek istersin diye düşündüm. Eğer kaza geçiren bir arkadaşına yardım etmek gibi çok önemli bir sebebin varsa kütüphanede kükreyebilirsin” diyor aslana ve ordan uzaklaşıyor. Ertesi gün aslan yine kütüphaneye gidiyor ve herkes neşe içinde karşılıyor aslanı. Çocukların ve Bayan Tatlıhava’nın ona sarıldığı resim mutluluğun en yalın hallerinden bir tanesi. New York Times’ın en çok satanlar listesindeki 45 yazardan biri olan Michelle Knudsen’in bu güzel kitabını Kevin Hawkes resimlemiş. Tudem Yayınları’ndan çıkan kitabı bence etrafında çocuk olan herkes alıp okuyabilir, keyif almaları ve bu aslanı çok sevmeleri garanti. Unutmadan kitabın çevirisini Ekin Gökovalı üstlenmiş. İçindeki çocuğu büyütmeden ona gereken ilgiyi her daim gösterenlerin uğrak yeri olsun çocuk kitapları.
Metnin Yayınlandığı Gazete için tıklayınız
Son Yorumlar